Şeytan Kalesindeki gizli kapının sırrı!
5517 defa okunmuş - 21 Ağustos 2019 - Çarşamba 21:58

Ardahan'ın Çıldır ilçesindeki Karaçay Kanyonu'nun ortasında yer alan kayalıkların zirvesine kurulu tarihi "Şeytan Kalesi", yerli ve yabancı turistleri ağırlıyor.

Urartular döneminde yapıldığı tahmin edilen Şeytan Kalesi, kanyonun ortasındaki sarp kayalıkların üzerindeki konumuyla görenleri adeta büyülüyor. Gizli bir giriş kapısı bulunan kale, sunduğu eşsiz manzarasıyla birçok ziyaretçinin ilgi odağı oluyor.

 Son dönemde özellikle sosyal medyada adından sıkça söz edilen kale, bölgeye gelen turistlerin en fazla ziyaret ettiği mekanlar arasında yer alıyor.

ŞEYTAN KALESİNİN TARİHİ VE EFSANESİ

Yüzlerce yıldır Karaçay Vadisi’nin zorlu doğa koşullarına direnen kaleye, vadi yamacına açılmış patika yoldan ulaşılabiliyor. Arnavut kaldırımlarla döşenmiş patika yolun sonunda yükselen Şeytan Kalesi, kendinden daha yüksek tepelerin arasına, bir vadinin içine-yamacına, muhtemelen vadiden gelip geçen kervanları denetlemek amacıyla kurulmuş. Uçurumun kenarında doğal bir kayaya yaslanan tarihi Kalede; dereye kadar inen bir merdiven, su sarnıcı ve bir de şapel kalıntıları bulunuyor. Yüksek dağların kuşattığı dik ve dar bir vadinin ortasında yükselen küçük bir tepenin üzerine kurulu kalenin, yapıldığı dönemde oldukça yoğun kullanılan yol olduğu tahmin edilen vadiyi kontrol etmek amaçlı kurulduğu sanılıyor. Kimlerce, hangi tarihte yaptığı kesin değil. M.Ö. 1000’li yıllarda Urartular tarafından yapıldığı dahi iddia ediliyor. Bu iddia kalenin mimari yapısına dayandırılıyor. Şeytan Kalesi, Hellenistik dönemden günümüze kadar; Medlere, Perslere, Makedonyalılara, Romalılara, Sasanilere, Selçuklulara, İlhanlılara, Karakoyunlulara, Akkoyunlulara, Safavilere ve en son Osmanlılara evsahipliği yaptı.

NEDEN ŞEYTAN KALESİ DENİLİYOR?

Kurulduğu yerin çetin şartları nedeniyle olabilir, ‘şeytan’ ismi ile atfedilen bir anlam olabilir, tehlike ve bilinmezlerle dolu olduğu için olabilir. İki yanındaki iki burç garip ve şeytani bir görüntü veriyor kaleye, daha çok bir hayvan kafası gibi. Tarih boyunca; Kal’a ı Şeytan, Kaçış, İblis Hisarı gibi adlarla da anılmış olmasının nedeni bu da olabilir deniliyor. Efsanesi ise sadece bu kaleye ait değil. Şeytan Kalesi ile mimari bakımdan benzer iki kale daha var bölgede, ikisi de Gürcistan sınırları içinde. Şeytan Kalesi’nin efsanesi Gürcistan’daki kaleleri de kapsıyor. Efsaneye göre; dönemin kralının kızı hasta olur. Büyücüler, biliciler, doktorlar derken, kız kurtarılamaz. Ölür. Kral, çok sevdiği kızını bu üç kaleden birine gömmek ister, elbette eşyaları ve hazinesiyle birlikte. Ama bir sorun vardır; kızının gömüldüğü yeri kimsenin bilmemesi gerekmektedir. Özel yetiştirdiği askerlerinden bir grup seçer ve göstereceği yere kızının gömülmesini ister. Askerler gece yola çıkarlar ve üç kalede de mezar kazarlar. Ancak bunlardan sadece birine kralın kızını ve altınlarını gömerler. Sabah kralın huzuruna vardıklarında, ‘Sizden başkası kızımın nereye gömüldüğünü biliyor mu’ diye sorar kral. ‘Hayır’ der askerler. Kral bunun üzerine, kızının hangi kaleye gömüldüğünü kimsenin öğrenememesi için kızını gömmeye giden tüm askerlerini öldürtür. Haber: Sezgin Uygar

 

Sağ üst butonu tıklayarak geri dönebilirsiniz...