Cenaze yakınlarının iddiasına göre; 9 Ağustos Salı günü Göle Merkez camii önünde kılınan cenaze namazı sonrasında cemaat merhumeyi kabristana götürürken cenaze namazını kıldıran İmam Hatip, bir neden belirtmeden kabristana gitmediği ileri sürüldü. Yaşanılan olay ardından cenaze yakınları, Göle Müftülüğünü arayarak olayı anlatmış Göle Müftülüğünden; "İmamların mezarlığa gitme zorunluluğu yok" cevabını aldıklarını ifade ettiler. Cenaze yakınları ve vatandaş yaşanılan bu olaya tepki göstererek Göle Müftülüğünü CİMER'e ve Diyanet İşleri Başkanlığı'na şikayet edip, yaşanılan bu olayı ulusal basına da taşıyacaklarını belirterek tepki gösterdiler.

  GÖLELİ  KANAAT ÖNDERİ TEPKİ GÖSTERDİ 

  Göleli kanaat önderi kahraman Azat, geçtiğimiz gün Göle ilçesinde Atalay Sabri Bey'in kızı, Budak Sabri Bey'in gelini, Hacı Saffet Budak'ın Hanımı Merhume Nedret Atalay Budak’ın cenazesinde yaşanan İmam Hatip sıkıntısı ile ilgili bir yazı kaleme aldı.

  "Göle Müftülüğünden eşi görülmemiş rezalet" başlığıyla sosyal medya hesabında Göle Müftülüğünü sert bir dille eleştiren ve yaşanan rezaletle ilgili açıklama beklediğini açıklayan Kahraman Azat, şunları söyledi: “İlçemizde ezelden beri cenaze defin işlemleri şöyle idi: Merkez Camii önünde cenaze namazı kılınır, namaz kılındıktan sonra cemaat ile namazı kıldıran İmam mezara gider, mevta kabire inerken imam, Tebârekeden başlayarak okumaya başlar. Sonunda uzun dua niyazı ile defin işlemi tamamlanır.

   Hocanın kabristana kadar geleceğine dair hilafına kanun olmasa bile usul ve temayüller böyledir. Usul ve temayüller aynı zamanda kanundur. Şimdi gelelim başlıkta belirttiğim terbiyesizliğe ve bu yazıyı yazmamın sebebine. 9 Ağustos Salı günü Hakkın Rahmetine kavuşan Atalay Sabri Bey'in kızı, Budak Sabri Bey'in gelini, Hacı Saffet Budak'ın Hanımı değerli büyüğümüz Nedret Ablamız vefat etti. Merkez camii önünde kılınan cenaze namazı sonrasında cemaat merhumeyi kabristana götürürken cenaze namazını kıldıran imam, keyfi bir sebeple kabristana gitmemiştir.

    Cenaze kabristana geldiğinde gözler imam aramış fakat etrafta imam olmadığı anlaşılmıştır. Cenaze bir müddet bekletildikten sonra başka köyden hoca çağrılmış ve merhume ancak o zaman toprağa verilebilmiştir. Cemaat şimdiye kadar bu memlekete görülmemiş bu olay üzerine büyük bir şok, hayal kırıklığı yaşayarak infiale kapılmıştır. Bu arada Göle Müftüsünü arayanlar olmuş. Müftü adeta özrü kabahatinden büyük bir pişkinlik ile "İmamların mezarlığa gitme zorunluluğu yok." Demiş Şimdi burayı iyi dinleyin Müftü Bey: Belki imamların veya din görevlilerinin mezarlığa gitmede kanuni zorunluluğu olmayabilir. Sizin memleketiniz neresi bilmiyorum ama bu yörede ve Anadolu'nun her yerinde usul ve temayüller böyledir. Konu ile ilgili sizi arayanlara İmamların başka görevleri var demişsiniz. İmamların Namaz kıldırmak ve cenaze defin işlemlerine katılmak dışında ne görevleri var? Bu terbiyesizliğin cenaze sahiplerinin siyasi görüşleri ile bir ilgisi yoktur diye umut ediyorum.

    Konu hakkında açıklama bekliyoruz. Yeri gelmişken söyleyeyim: Benzer bir terbiyesizlik de cenaze Selâlarında yapılmakta bazı cenazelerin yedi sülalesi sayılırken, bazıların ismini bile doğru düzgün söylenmez. Okunan Selâların Cuma Selâsı mı? Cenaze selâsı mı? Olduğu belli olmuyor. Hâlbuki Selâların kelimeleri aynı makamları farklıdır. Cuma Selâsı Hüseyini makamında okunur. Cenaze Selâsı ise Sâba makamında okunur.

    Bundan bile haberiniz yok. Bir de vaaz yetkisi, bilgisi olmadığı halde minberlere çıkıp arap geleneklerini İslam’ın gereğiymiş gibi anlatmaya çalışıyorlar. Siz önce vergileri ile maaş aldığınız bu millete olan görev ve sorumluluklarınızın farkında olun. Müftü Bey! Konu ile ilgili sizi arayanlara apar topar yaptığınız açıklamalardaki özgüveninizi iktidara kuyruk sallamaktan mı alıyorsunuz. Cenaze sahiplerinin bu konudaki üzüntüsü ve mahcubiyetlerinden haberiniz var mı? Gönül isterdi ki bu isyanı bizden önce yörenin İlahiyat Profesörü aynı zamanda cenaze sahibi olan zât yapsaydı bekledim ama kamuoyuna yansıyan bir isyan görmediğim için dayanamadım. Bu terbiyesizliği, Cumhurbaşkanlığı İletişim Sistemi CİMERE, Diyanet işleri Başkanlığına ve hatta ulusal basına bildirip her türlü takipçisi olacağız... Bu vesile ile Nedret Ablamıza bir kere daha rahmet diliyor kamuoyuna saygılar sunuyorum.”